Deccal Tabakta – Kemal Özer

Daha önce okuduğum kitaplara dair bir yazı yazmamıştım. Yazmak istemiştim fakat olur mu olmaz mı diye düşünmekten hep vazgeçmiştim. En sonunda neden olmasın diyerek bitirdiğim son kitap olan Deccal Tabakta’dan bahsetmek istedim. Aslında okuduklarım diye bir kategori açmama vesile olan da bu kitap diyebilirim. Bu kitap yerine sıradan bir kitap olmuş olsaydı yine yazmaktan vazgeçebilirdim.

Kemal Özer’in bu kitapta bizlere bahsettiği en önemli şey GDO ve zararlı. Zaman zaman televizyonlarda birkaç dakikalık GDO’lu ürünlerin zararlarından bahseden haberler görürüz. O anlık verirsek belki ufak bir tepki veririz, sonrasında umrumuzda olmaz. İşte Kemal Özer GDO’nun sadece insan üzerindeki etkisini değil yaşamımız üzerindeki etkisini bu kitapta anlatıyor. GDO’nun zararlarından tutun da bu GDO’yu dünya üzerinde kullanan şirketlere ve amaçlarına kadar pek çok bilgi mevcut. Üstelik kaynaklarına kadar da yazılmış.

Bu kitapta bizim sürekli komplo teorisi olarak adlandırdığımız şeylerle sıklıkla karşılaşabilirsiniz. Mesela Rockefeller ve Rothschild ailelerinin dünya nüfüsunu kontrol altına almak için kullandıkları yöntemler, kuş gribi, domuz gribi gibi hastalıkların nasıl ortaya çıktığı, aslında küresel ısınma diye bir şeyin hiç olmaması… Yazar bunları ayrıntılı bir şekilde kaynaklarla anlatıyor. Kitabı okursanız salt GDO hakkında bilgiler değil GDO’yu kullanan firmaların amaçlarını ve İslam’ın GDO’ya bakış açısını da öğrenebilirsiniz. Kitapta Tolstoy’un İçimizdeki Şeytan adlı kitabından yapılan alıntıların da tam yerini bulduğunu belirtmek isterim.

Benim en çok şaşırdığım bilgilerden biri de belki de en çok kullandığımız ilaç olan Aspirin’in üreticisi olan Bayer firmasının insanlar üzerindeki amaçları. Bayer gibi ilaç firmaları sadece ilaç mı üretiyor yoksa kimyasal silah mı üretiyor? Ayrıca Bayer firmasının da geçtiğimiz aylarda GDO’nun babası olan ABD merkezli Monsanto firmasını da 66 milyar dolara aldığını da hatırlatayım. Bununla ilgili detaylı bilgi için Sunay Demircan’ın şu köşe yazısını okumanızı tavsiye ederim.

Altını çizerek okuyacağınuz çok fazla cümle olacak. Ben de altını çizdiğim bir cümleyle yazımı bitireyim; toplumlar inandıkları gibi yaşamamaya başlayınca, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar.

Bana kahve ısmarlamak ister misin? ☕