Hepimiz Birilerinin Eski Sevgilisiyiz
Geçen gün arkadaşımla beraber otururken Tuna Kiremitçi’nin Hepimiz Birilerinin Eski Sevgilisiyiz adlı kitabından bahsettik. Kitabı henüz okuyamadım. Fakat kitabın ismi gerçekten ince düşünüldüğünde kafayı yedirtecek cinsten. Rahat bi 3 gündür düşünüyorum bunu. Hep aynı cümle; hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz, hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz… Artık saçımı başımı yolmaya başladım. Düşünün sevgilinizin hayatında sizden önce bir başkası vardı, size söylediği aşkımları, birtanemleri bir başkasına da söyledi, sizin tuttuğunuz o eli bir başkası da tuttu. Şimdi böyle diyerek sadece karşı tarafa yüklenmiş gibi oldum ama kendi açımızdan bakalım birde; sevgilinizden önce hayatınızda bir başkası vardı, ona söylediğiniz aşkımları, birtanemleri bir başkasına da söylediniz, onun ellerini tutarken terleyen eliniz bir başkasının elini tutarken de terledi.
Aslında iki taraf için de aynı şeyler. Fakat gelin görün ki düşünmeden edemiyorsunuz. Şimdi bana seni seviyorum dedi, bir başkasına da demişti. Seni seviyorum dedim, bir başkasına da demiştim. Ne değeri kalıyor peki bu iki kelimenin. Farkında olmadan yozlaştırıyoruz galiba aşkı. Ya da farkındayız da görmezden geliyoruz.
Mantıklı bir açıklama yapmaya çalıştım defalarca, olmadı. Bir türlü çıkamadım işin içinden. Bir yerini doldurdum derken öbür taraf boş kaldı. Her defasında birilerinin eski sevgilisi olarak kaldık.
Eski sevgililerimiz miydi bizi bu duruma düşüren yoksa biz mi beceremedik sevmeyi de eski sıfatını taktık bilemiyorum. Sevmeyi becerebilseydik eğer birilerinin eski sevgilisi olur muyduk?
Biraz daha ileri gideyim. Daha ince düşündüğümüzde güven problemi çıkıyor ortaya bu sefer de. Ne denli güvenebilirsiniz birisinin eski sevgilisine? Evet, şu an sizin sevgilinizdir, sizin aşkınızdır, sizin canınızdır. Ya sizden önce? Ya birisinin eski sevgilisi ise? Ki siz birisinin eski sevgilisi olduğunu biliyorsanız? Eski sevgiliye söylediklerini size söylemesi veya sadece eski sevgilisinin olması azda olsa bir güvensizlik doğurmuyor mu? Hele ki bir ilişkiye başladıktan sonra öğreniyorsanız birçok şeyi…
Sanırım bu eski sıfatı bir damga olacak kalacak alnımızda. Ta ki geçmiş, geçmişimizi unutturana dek. Son olarak da arkadaşımın bir sözünü paylaşmak istiyorum.
Ben hiç yalan söylemedim, söylemem diyenler; bir önceki sevgilinizi de her şeyden çok seviyordunuz.
İsmail Usluer
Eski sevgili konusundan bir çok şey çıkar İsmail abi. Eski sevgili şimdi sevgili olduğu kişiyle ne çıkıyor? Bu da düşünülür. Ya eski sevgilisini unutmak için ya da onu kıskandırmak için. En son ihtimal olarakta seni sevdiği için. Eski sevgili kavramı diye bir şey olmasın bence. Şöyle bir şey de olur; birisi gider eski sevgilisini çok sever bir şey olur ayrılır yeni sevgili olduğu kişiyi belki daha çok sever. “Yeni sevgili” kavramı cümle de hiçte hoş değil. “Eski sevgili” kavramıda öyle. Yani duygularımızı bazen kendimiz hareket ettirebiliriz, bazen ise hiç ummadığımız bir anda başkasını sevip başkasına değer veririz.
Peki o zaman yaşanılanların ne anlamı kalıyor Berk? :)
Unutmak kavramı bu yüzden oluyor abi işte. Bazen seçim konusunda da sıkıntı çekilir. Unutmak için çabalarsın ama olmaz. Eğer ondan ayrılmamak istiyorsan çabalarsın. Bunlarda yaşanılıyor. Ama tabikide tek olmak farklıdır. Ne unutmak vardır ne de başka bir şey. Unutmadan söyliyim belki biraz alâkasız olur ama anı yaşamalıyız. :)
Anı yaşayabilsek zaten eskiymiş yeniymiş bu tür kavramları konuşmazdık bile Berk. :) Unutmak olayı da insandan insana değişiyor. Geçmiş, geçmişimizi unutturmazsa eğer afallayıp kalıyoruz.
Bir ilişkinin hemen sonrasında başka birisine bağlanma ihtiyacı, duygularını rahat kontrol edemeyen insanlarda fazlasıyla olur. Özellikle kızlarda. Ama sorun şudur, arada olan o eleman bir yara bandı gibi kaynar gider. Basit şeyler için ayrı kalmaya gerek yok, önemli olan geçmişte yaşamak değil, geçmişte yaşadığımız onca olay varken onlardan ders alıp geleceğimizi ona göre yaşamak.
Ben de ondan bahsettim zaten abi. “Eski sevgili” ve “Yeni sevgili” kavramları biraz acaip geliyor. “Eski sevgili” bir nevi tamam da “Yeni sevgili” diye bir şey olmaz bana göre. O yüzden sevgilin her zaman sevgilindir. Seversin ve değer verirsin.
Ama bir uyumsuzluk çıkıyor işte Berk. Bir önceki sevgilinde her zaman sevgilindi, şu anki sevgilinde her zaman sevgilin.
Fazla ince düşünenin derdi de fazla olurmuş.
Eski sevgililerimiz miydi bizi bu duruma düşüren yoksa biz mi beceremedik sevmeyi de eski sıfatını taktık bilemiyorum. Sevmeyi becerebilseydik eğer birilerinin eski sevgilisi olur muyduk? — Bu cümleler özetliyor sanırım makaleni.Gerçekten güzel bir makale olmuş.Hangimiz gerçek aşkı yaşayabiliyoruz ki.Aşk o kadar basitleşti ki.Artık insanlar laf olsun diye birbirleriyle çıkıyorlar.
Bu hakikaten üstünde uzun uzun düşünülecek bir konu İsmail. İnsan kendisinden şüphe ediyor dimi hatta sevdiğinden, uğruna ölebileceğin insandan bile ? Bu güvensizlik+korku insanın ömründen ömür alır benden söylemesi. Samimiyet çok önemli olsa da bu şüphe insanı bir ömür boyu düşündürmeye sevk eder. Evlensen bile belki yine bu düşünceler olacak. O yüzden bu düşünceleri aklından tamamen at demiyorum ama sıyrılmaya bak bence. Yoksa kafayı yersin valla allah muhafaza. Şüphe tek gerçek kabul ediyorum ama içini kemirdikçe kendine ve başkalarına zarar verilmesinden korkarım sadece. İki ara bi dere misali yaşamaya devam. Kısacası tek tavsiyem şudur kardeşim: Seviyorsan bile allah rızası için sev ki pişman olmayasın ;)
Hah işte en güzelini dedin abi. :) Allah rızası için sevmek…
Şimdi hocam şöyle bir durum var. Bu tarz düşünceler insanı sadece paranoyak yapar. Eğer çok ileri gidersek biz kesinlikle evlenemeyiz bile. Çünki bizim devamlı bir laf vardır “gençliğinde oynamadık tay olmaz” diye. Böyle mi olması gerekiyor ? hayır. İlişkilerimiz sevgilerimiz dikkatli ve siviyeli menfaate dayalı olmamalı. Sonuç şu ki birini seviyorsan o da seni seviyorsa ve güveniyorda anlaşıyorsan ne mutlu sana geçmişi karıştırma gençliktir cahilliktir tıpkı şuan seni sevdiği gibi öncedende sevmiştir bunun önüne geçemezsin paranoyak olmaya gerek yok. Unutma ! HERKESİ SEVEBİLİRSİN AMA HERKESE GÜVENEMEZSİN…
Makale gerçekten çok iyi olmuş, ellerin dert görmesin. Başlık zaten ana fikri veriyor =)
Ey aşk sen nelere kadirsin diye başlamak istiyorum sözlerime…Evet hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz. Öyle olmalıydı belki de… sevmek, sevginin tadına varabilmek… o içimizde yarattığı tayfunu hissedebilmek…Akıl çıkar gider kalp hakimiyet kurunca. Düşünemezsin ya birgün biterse diye… Sevgilin yanındayken dünya durur onun adını söylemesi bile bir başka heyecan verir sana. Gülersiniz ağlarsınız birlikte. Sıkıntın olduğunda onun omzunda ağlarsın. Hep gittiğiniz yerler vardır. Telefonun ekranın baktığınızda hep bir mesajı vardır ya da aramıştır. Sesini duyarsınız hergün hiç bıkmadan. Dünyanın en güzel şarkısıdır sizin için. Ve gün gelir ayrılık çalmıştır kapıyı. Ayrılalım dersiniz içinizden de ne olur dur de bana diyerek. O kişi de kabullenmiştir artık. Ve ayrılırsınız…. Artık ne onun kokusu vardır ne de hergün duyduğunuz sesi… Ağladığınızda ağlayacağınız omzu da… Günler cehennem azabı gibi geçer. Aldığı hediyeleri koklarsınız. Telefonu alır eski mesajları ezberlercesine okursunuz.Resimlere bakar bakar karşınızda gibi konuşursunuz. Ve birgün bir haber alırsınız ki hayatında biri var. Ölmek istersiniz nefesiniz kesilir sizin canınız bir başkasının mı olacak, bir başkasının mı elini tutacak bir başkasının mı yeni sizin eski sevgilisi olacak… Evet maalesef öyle zordur sevdalar… kimse eski olmak için sevmez…. Zaten maşuk gerçekten sevdiyse aşığını o aşık ölene dek eskimez….
Eskimeyen çok uzaklardaki yarime…..
Çok doğru şeyler yazmıssın.