Kazasız Belasız İlk Yılı Bitirdik

Allah’a binlerce şükür ki sonunda şu üniversitenin ilk yılını bitirdim. Hayatımda geçirdiğim en sıkıcı dönemdi desem yalan olmaz sanırım. Ne biçim üniversite okumaktı arkadaş o öyle. Şehir dışında okuyan öğrenci ne yapar? Gezer, tozar kısacası sosyal bir birey olur. Karaman’da ben de çok sosyaldim aslında. Her sabah markete ekmek almaya gidiyordum. En büyük sosyalliğim buydu. Gerisini siz düşünün artık. Şu bir senede aklımda neler kalmış anlatayım.

Zaten Karaman’a ilk gidişimde ne tür bir sıkıntı yaşadığımı buradaki yazımda anlatmıştım. ATM’ye yatırdığım harç parasını ATM yutmuş bana da ne makbuz ne de paramı geri iade etmişti. Harçların yatırılması gereken son günde bankadan paramı alabilmiştim Allah’tan.

İlk gittiğimde kalacak yer sıkıntısı da çektim. KYK’da kalmak aklıma gelmedi nedense. Gider gitmez cemaate girdim. Yaklaşık 1 ay kadar cemaatte kaldım ve şunu anladım ki cemaat bitmiş. Evde kalan 5 kişiden kişi başı 280 lira alıyorlardı. Yani aylık 1400 lira yapıyor. Dolapta zerre yiyecek yok. Hoş zaten sabah çıkıp gece eve giriyorum. Yani günde sadece birkaç saat elektrik, su ve ısınmasından yararlanıyorum. Birde duş tabi. İnternet deseniz zaten yok. Benim gibi biri için internet olmazsa olmazlardandır yani. Bu böyle olmayacak diyerek cemaatten çıktım. Sonra başladık ev aramaya. Önce merkezde dükkan tarzı bir yer bulduk Yasin’le. Tam orayı tutacaktık ki Seyit denen bir arkadaş da bizimle eve çıkmak istediğini söyledi. 3 kişiye o bulduğumuz dükkan tarzındaki yer küçük geleceğinden başladık ev aramaya. Merkezde ev vardı ama hepsi 400 liradan yukarı. Bizde kampüs civarlarına bakalım dedik. 350 liraya sobalı bir ev bulduk. Bulmaz olaydık. Eve yerleşmesine yerleştik de bütün sorunlardan o eve yerleştikten sonra çıkmaya başladı.

Ev merkeze uzak olduğundan sosyal hayat bitti zaten. Evden dışarı çıkmaz olduk. Sabahtan akşama kadar bilgisayar başında, akşamdan sabaha kadar da batak başında… Tek sosyal faaliyetimiz bataktı. Tabi ona da faaliyet denirse. 11 saat başından hiç kalkmadan batak oynadığımızı bilirim ben.

Sosyal hayatımız olmasa da her şey güzel gidiyor derken sorunlar yavaş yavaş boy göstermeye başladı. İlk sorunumuz ise alt komşumuz dede ve nine. Adam ufacık bir sese bile çıkıp geliyor. İkinci öğretim olunca sabaha kadar uyuyamıyoruz malum. Dediğim gibi oturup batak oynuyoruz. Ne müzik dinleme ne bağırıp çağırma… Kimseyi rahatsız edecek bir davranışımız yok. İnsani bir ihtiyaç olarak batak başından kalkıp tuvalete gidiyoruz. Adam yürürken çıkan ayak seslerini duyup ertesi günün sabahı geliyor. Pat pat yerlere vuruyorsunuz diye. Bir değil iki değil kaç kez yaptı bunu. Sonra da banyo akıyor diye geldi birkaç hafta. Neymiş efendim banyo yapmayacakmışız. Tamam dede dedik gel şuranın bir çaresine bak o zaman. Geldi yaptı gitti. Yapıştırıcı gibi bir şey sürdü. Birkaç gün kurumasını bekledik. Gece 2 gibi tam banyoya girdik ki dede çıktı geldi yine. Tak tak tak kapıya vuruyor. Tüm apartmanı ayağa kaldırmış. Kapıyı açmadık da açsak kesin olay çıkardı yani. Yaşlı adam, saygıdan bir şey de diyemiyoruz.

Sorun biter mi hiç? Tabiki de bitmez. Seyit denen arkadaşın yalanları dolanları çıktı birde piyasaya. Ben hayatımda öyle karaktersiz bir insan görmedim. Adamın bu yaz nişanı varmış dediğine göre. Kız arkadaşını aldatıyor, kız arkadaşı bunu terkediyor. Sonra barışıyorlar. Bu seferde kız arkadaşı aldatıyor. 6 senelik ilişki demişti bize. Kızdan ayrılır ayrılmaz gitti başka bir kız buldu. Ulan hay senin haysiyetine demez mi insan? Başımıza daha çok sorun çıkarmadan yol verdik gitti. Üstelik bizle eve çıkmadan kaldığı eve geri döndü. Adam bizim yanımızda eski ev arkadaşlarına sövüp sayarken geri onların yanına gitti. Boşuna demiyorum karaktersiz diye.

Dersler konusunda ise ilk dönem sıkıntım olmamasına rağmen ikinci dönem 3ds Max dersi baya sıkıntı çıkardı bana. Zerre bir şey bilmiyorum, anlatılanı da anlamıyorum. Kafa grafik namına hiçbir şeye basmıyor. Hocanın verdiği proje de öyle bir proje ki internetten yardım dahi alamayız. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun 3 boyutlu olarak çizimi. Seyit denen ılık arkadaş bu projede yardımcı olacağını söylemesine rağmen bir halt yapamadı. (Zaten Seyit’le problemler bu olaydan sonra başladı.) Kendi imkanlarımla bir şey çizerek 35 alabildim. Final projesi ise bir bisiklet modelleyip onun animasyonunu yapmaktı. Nasıl bir azim geldiyse bir gecede bisikleti de animasyonunu da bitirdim. Çok kaliteli bir şey olmadı ama beni o dersten büyük bir ihtimal geçirecektir. İngilizce’de de sıkıntı çıkmazsa Allah’ın izniyle yüzde onluk dilime yine girerim.

Daha önce de üniversiteyi şehir dışında okuyun imkanınız varsa demiştim. Bu sözümü biraz değiştirmem gerek sanırım. Eğer imkanınız varsa üniversiteyi şehir dışında ve büyükşehirde okuyun.

Neyse efendim uzun süredir yazı yazmamıştım. Bundan sonra daha sık yazı yazmayı planlıyorum. Özellikle WordPress üzerine biraz yoğunlaşabilirim. Bu yaz baya yoğun olacağım. Projeler, staj falan derken umarım blogu aksatmam.

Bana kahve ısmarlamak ister misin?

Bunları da okuyabilirsin
Yazı hakkındaki yorumun nedir?

7 Yorum
  1. veli
    16 Haziran 2013 - 19:27
    Cevapla
  2. supheli
    18 Haziran 2013 - 08:17
    Cevapla
  3. Anonim
    21 Haziran 2013 - 16:49
    Cevapla
  4. Mehmet
    25 Haziran 2013 - 01:40
    Cevapla
    • Usluer
      25 Haziran 2013 - 08:13
      Cevapla
  5. Selçuk
    11 Temmuz 2013 - 16:50
    Cevapla
    • Usluer
      11 Temmuz 2013 - 19:33
      Cevapla